tenasüp

tenasüp
1. ائتلاف [اِئْتِلاف]
Anlamı: uyma, yakışma
2. اتساق [اِتِّساق]
Anlamı: uyma, yakışma
3. اتفاق [اِتِّفاق]
Anlamı: uyma, yakışma
4. انسجام [اِنْسِجام]
Anlamı: uyma, yakışma
5. انطباق [اِنْطِباق]
Anlamı: uyma, yakışma
6. تآلف [تآلف]
Anlamı: uyma, yakışma
7. تجاوب [تَجَاوُب]
Anlamı: uyma, yakışma
8. تطابق [تَطَابُق]
Anlamı: uyma, yakışma
9. تلاؤم [تَلَاؤُم]
Anlamı: uyma, yakışma
10. تلاق [تَلَاق]
Anlamı: uyma, yakışma
11. تناسب [تَنَاسُب]
Anlamı: uyma, yakışma
12. تناغم [تَنَاغُم]
Anlamı: uyma, yakışma
13. تواؤم [تَوَاؤُم]
Anlamı: uyma, yakışma
14. توافق [تَوَافُق]
Anlamı: uyma, yakışma
15. توفيق [تَوْفِيق]
Anlamı: uyma, yakışma
16. مطابقة [مُطَابَقَة]
Anlamı: uyma, yakışma
17. ملاءمة [مُلَاءَمَة]
Anlamı: uyma, yakışma
18. مناسبة [مُنَاسَبَة]
Anlamı: uyma, yakışma
19. مواءمة [مُوَاءَمَة]
Anlamı: uyma, yakışma
20. موافقة [مُوَافَقَة]
Anlamı: uyma, yakışma

Türkçe-Arapça Sözlük. 2015.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • tenasüp — is., bü, esk., Ar. tenāsub 1) Birbirine uyma, yakışma, aralarında uygunluk bulunma, oran, orantı 2) ed. Birbirleriyle ilgili söz veya kavramların dizelerde toplanması sanatı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cemiyet — is., Ar. cemˁiyyet 1) Dernek Gazi nin reisliği altında bir Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti var. E. İ. Benice 2) esk. Düğün Bohçacı hanım, cemiyetin nerede olacağını öğrenip yarın haber getirmeyi vadetmişti. S. M. Alus 3) esk. Bir olayı veya kişiyi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • oran — is. 1) Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet Dini, dili ne olursa olsun her insan doğup büyüdüğü, ekmeğini kazandığı toprak üstünde korkusuz, güven altında yaşadığı oranda… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • orantı — is. 1) Bir şeyi oluşturan parçaların kendi aralarında ve parçalarla bütün arasında bulunan uygunluk, oran, tenasüp 2) mat. Birincinin ikinciye oranı, üçüncünün dördüncüye oranına eşit olan dört terim arasındaki bağıntı, orta Birleşik Sözler doğru …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tenasüpsüz — sf. Tenasüp olmayan, uygunluk, düzgünlük bulunmayan Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • SECAHAT — Mülâyemet, rıfk. Cemalin tenasüp içindeki kemali …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”